Doymuş yağlardan (kırmızı et, yağda kızarmış gıdalar vs.) zengin beslenmek şişmanlığa neden olabileceği gibi kanda ki kötü huylu olarak adlandırılan düşük yoğunluklu (ldl) kolesterol düzeyinde de artışa neden olur. Şişmanlıkta, iyi huylu olarak tanımlanan yüksek yoğunluklu (hdl) kolesterol de düşme; trigliseritte ise artış izlenir. Vücutta ki yağın büyük kısmı trigliserit olarak depolanır. Uzun dönemde artmış olan yağ oranları bunun atardamar duvarında birikmesine ve damar sertliğine neden olur. Kalp damar hastalığının oluşumunda en önemli risk faktörü damar sertliğidir. Damar sertliği aynı zamanda inme riskini de artırır. Kalp kasının, özellikle de artmış efor durumlarında (örn. Merdiven çıkarken, hızlı yürüyüşte, spor esnasında) yeterli beslenmemesi sonucu göğüs ağrısı (anjina) oluşur. Damarlarda ileri boyutta tıkanma kalp krizine yol açabilir. Obezitede damar sertliğini tetiklediğinden beyin dokusunu besleyen atardamarlarda da daralma oluşabilir. Bu damar içi pıhtı oluşumunu tetikler ve oluşan pıhtı damarın beslediği beyin bölümüne kan gitmemesine neden olur. Bu durum klinik olarak inme olgusunu oluşturur. Beslenmeyen beyin dokusu işlev kaybına uğrar ve çoğu kez vücutta bir yada birkaç organda hareket yada işlev yitimi oluşur. Morbid obezitede inme riski belirgin ölçüde artar.